Rus Devrimciler

Nikolay Buharin

Nikolay İvanoviç Buharin 

 (Rusça: Николай Иванович Бухарин), (9 Ekim 188813 Mart 1938), Bolşevik devrimci ve entelektüel, Sovyet siyasetçi.

Gençlik yılları [

Buharin Moskova'da ilkokul öğretmeni olan anne-babanın çocuğu olarak dünyaya geldi. Politika hayatı, on altı yaşındayken yakın dostu İlya Ehrenburg ile birlikte, 1905 yılının Rus Devrimi'ne bağlı Moskova Üniversitesi öğrenci hareketlerine katılarak başladı.

1906 yılında Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nin Bolşevik kanadına katıldı. Grigori Sokolnikov ile birlikte, Komsomol'un kuruluşu olarak düşünülen 1907 Moskova Gençlik Konferansı'nı bir araya getirdi.

Yirmi yaşına gelene kadar, partinin Moskova komitesinin üyesi oldu. Komite, Çar yanlısı gizli polis teşkilatı Okhranka tarafından ağırlıklı olarak izleniyordu. Komite liderleri arasında yer aldığı için Buharin kısa zamanda gizli polisin ilgisini çekmeye başladı. Bu arada N. Osinskii ve Vladimir Mikhailovich Smirnov ile yakın arkadaşlık kurdu ve Nikolai Lukin'in kız kardeşi olan gelecekteki eşi Nadezhda Mikhailovna Lukina ile tanıştı. Sürgünden hemen sonra evlendiler.

Sürgün dönemi

Buharin, 1911 yılında kısa bir hapis döneminden sonra, Arkhangelsk'in Onega kasabasına sürüldü ama daha sonra Hanover'de ortaya çıktı. Sürgünde eğitimine devam etti ve önemli Bolşevik kuramcılarından biri olmayı başardı. Leninist fikirlerden sapan Aleksandr Bogdanov gibi Marksist olmayan ekonomik kuramcıların eserlerine yönelik ilgisi çoğaldı.

Buharin sürgündeyken çeşitli kitaplar yazdı, Lev Troçki ve Alexandra Kollontai ile beraber Novy Mir (Yeni Dünya) gazetesinin editörlüğünü üstlendi. 1. Dünya Savaşı'nda emperyalizm üzerine kısa bir kitap yazdı. Lenin, sonraki yıllarda fikirlerinin yer aldığı Emperyalizm: Kapitalizmin En Yüksek Aşaması adlı daha kapsamlı ve popüler eserinin bazı bölümlerini buradan esinledi.

Parti içinde yükselişi

Buharin Rusya'ya geri döndüğünde, Moskova'da bulunan en önemli Bolşeviklerden biri oldu ve Merkez Komite'ye seçildi. Devrimden sonra Pravda'nın editörü oldu. Sol Komünistler'in Brest-Litovsk Antlaşması'na karşı hareketinin öncülüğünü üstlendi, Bolşeviklerin savaş çabalarına devam etmesini ve bunu dünya çapında proleter devrime taşımayı savundu. 1921 yılında pozisyonunu değiştirdi, Lenin'in poliçelerini kabul etti ve Yeni Ekonomi Politikası (YEP)'in geliştirilmesini destekledi. Bazı kişiler, Buharin'in pozisyon değiştirmesinin, Lenin'in vasiyetinde Buharin'in Marksizm ve diyalektiği tamamen kavrayamadığını belirtmesinde haklı olduğunun bir göstergesi olarak algılıyor. Lenin'in ölümünden sonra, Buharin 1924 yılında Politbüro'nun tam üyesi ve 1926 yılında Komünist Enternasyonal (Komintern)'in başkanı oldu.

Stalinizme katkıları

1926 yılından sonra Buharin, Komünist Parti'nin sağ kanadının lideri sayıldığı dönemde, partinin Stalin tarafından idare edilen ve yönetiminde olan merkezi kanadının müttefiği oldu. 1924 yılında Stalin tarafından öne sürülen ve sosyalizmin az gelişmiş olmasına rağmen Rusya gibi tek bir ülkede geliştirilebileceğini savunan Tek Ülkede Sosyalizm tezinin detaylarını Buharin hazırlamıştır. Bu teoriye göre devrimi kapitalist ülkelerde teşvik etmenin bir önemi kalmamıştır çünkü Rusya tek başına sosyalizmi elde edebilir ve etmelidir. Bu tez Stalinizme damgasını vuracaktır.

Uluslararası Komünist Muhalefeti'nin kuruluşu

Buharin 1928 yılında Stalin'in tarımı kamulaştırma önerisine karşı çıktı ama baskılar nedeniyle fikrinden vazgeçti. Bu sebeple, Nisan 1929'da Komintern'den, aynı yılın Kasım ayında Politbüro'dan atıldı. Buharin'in ABD Komünist Partisi'nden Jay Lovestone gibi uluslararası destekçileri de Komintern'den atıldı. Görüşlerini savunmak için Uluslararası Komünist Muhalefeti'ni kurdular. Sovyetler Birliği'nde bulunan Troçkici Sol Muhalefet, Buharin ve onu destekleyenlere Sağ Muhalefet adını verdi.

Yargılanması ve idamı

Buharin, Stalin tarafından temize çıkarıldı ve 1934 yılında Izvestia'nın editörlüğüne atandı ama 1937 yılında Sovyet devletini devirmeye çalışmak suçuyla tekrar tutuklandı. Mart 1938'de yargılandı ve NKVD tarafından idam edildi.

Buharin, 1988 yılında Sovyet devletinin Mihail Gorbaçov yönetiminde temize çıkarıldı.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
G. V. Plehanov

Georgi Valentinoviç Plehanov 

(Rusça: Георгий Валентинович Плеханов) (11 Aralık, 185630 Mayıs, 1918) Rus devrimci, Marksist teorisyen. Rusya'da Sosyal-Demokrat hareketinin kurucusu. Felsefe alanında ve toplum içinde sanatın ve dinin rolü hakkında marksizme katkıda bulundu. Ancak bunu siyasi mücadeleden ayrı olarak düşünmedi. Emeğin Kurtuluşu Grubu'nu kurarak işçilerin bağımsız bir siyasi parti olarak örgütlenmesi için çalıştı. Siyasi mücadelenin önemi konusunu işlediği Sosyalizm ve Siyasi Mücadele (1883)adlı kitabında marksizmi anarşizm ve narodnizmin etkisinden korudu. Ayrıca Komünist Parti Manifestosu'nun ilk rusça çevirisini de yapan Plehanov bu çalışmaları nedeniyle Rusya'da marksizmin kurucusu olarak anılır. Tüberküloz hastalığından yaşamını yitirdi.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Julius Martov

Julius Martov 

veya L. Martov (gerçek adı Yuli Osipoviç Zederbaum, Rusça Ю́лий О́сипович Цедерба́ум) (d. 24 Kasım, 1873 – ö. 4 Nisan, 1923), Rus Menşevik lider. 1873 yılında İstanbul'da orta sınıf Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------
Mikhail Frunze

Mikhail Vasilyevich Frunze 

(Rusça: Михаил Васильевич Фрунзе, Romence: Mihail Frunză; Арсений Трифоныч–Arseniy Trifonych olarak ta bilinir; d. 2 Şubat 1885 (Bişkek) – ö. 31 Ekim 1925), Ekim Devrimi'nde Bolşevik önderi.

Çarlık döneminde on sene kadar sürgünde yaşadıktan sonra kaçmayı başardı ve Minsk'teki Bolsevik yeraltı örgütünün başına geçti.

Bir dünya devrimini öngören "Birlesik Askeri Doktrini" öne sürmüştü.

13 Aralık 1921'de Rus delegasyonunun başı olarak Ankara'ya geldi ve Mustafa Kemal Paşa ile görüşmüştü. Bu ziyaret esnasında, Türkiye ile Sovyetler arasında bir işbirliği anlaşması imzalandı.İstanbul'da Taksim Meydanında bulunan Taksim anıtında da Kliment Yefremoviç Voroşilov ile birlikte heykeli vardır. Bakınız Yılmaz Özdil'in 1 Mayıs tarihli Hürriyet gazetesindeki Taksim isimli yazısı http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?
id=8828576&yazarid=249

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Mikhail Markovich Borodin

Mikhail Markovich Borodin

(Михаи́л Mapkóвич Бороди́н), (d. 9 Temmuz 1884, Belarus - ö. 29 Mayıs 1951, Sibirya), Sovyet siyaset adamı

1903 yılında Bolşevik Partiye üye oldu. Dört yıl sonra ABD'ne göç etti. 1907'den 1918 yılında kadar ABD'nde kaldıktan sonra Sovyetler Birliği'ne geri döndü. Bir süre Komintern için çalıştı. 1923 yılında Kanton'a gönderildi. Sun Yat Sen'in danışmanlığını yaptı. 1924 yılında Kuomintang milliyetçileriyle Çin komünistlerini birleştirmeye çalıştı. Bu çabaları, Çan Kay Şek'in iktidara gelmesinden sonra şiddetle eleştiri aldı. Bu eleştiriler üzerine Çin'i terketmek zorunda kaldı. Temmuz 1927'de Sovyetler Birliği'ne geldi. 1932 yılında başlayarak, birçok haber organının yönetiminde görev aldı. 1949 yılında Sovyet düşmanlarıyla mücadele için Sibirya'ya gönderildikten iki yıl sonra orada öldü. 1956'da eski itibarı iade edildi.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Nikolai Morozov in 1910.

Nikolay Aleksandroviç Morozov,
 
(Rusça:Николай Александрович Морозов) (d. 7 Temmuz 1854 – ö. 30 Haziran 1946) Rus devrimci ve bilim adamı. Kimya, fizik, astronomi, matematik ve tarih eserlerin yazarı. Rusya'da, Josef Jüst Skaliger'in kronolojisiye bilimsel kritiğin kurucusu.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Lev Troçki

Lev Davidoviç Troçki

(Rusça: Лев Давидович Троцкий; aslında Leyba Davidoviç Bronşteyn; Rusça: Лев Давидович Бронштейн), (d. 7 Kasım 1879 Yanovka, Ukrayna - ö. 21 Ağustos 1940 Coyoacán, Meksika) Bolşevik siyasetçi, devrimci, Marksist teorisyen. Sovyetler Birliği'nin ilk yıllarında etkili bir siyasetçiydi. Dışişlerinden Sorumlu Halk Komiseri görevini alan ilk kişi, Kızıl Ordu'nun kurucusu ve komutanı, Savaştan Sorumlu Halk Komiseri oldu. Ayrıca Bolşevik Parti'nin Politbüro üyesiydi. Lenin'in ölümünün ardından parti içinde gelişen sağcı anlayışa ve bürokratik yönelimlere karşı Sol Muhalefet'i örgütledi.Josef Stalin ile giriştiği siyasi mücadeleyi kaybedince resmi görevlerden alındı ve Sovyetler Birliği'nden sürgün edildi.. Troçki en önemli Marksist teorisyenlerden biridir, görüşleri Troçkizm adıyla anılır, Stalin ve Mao'nun görüşlerine karşı en önemli muhalefet hareketini oluşturur.

Leon Davidoviç Bronştayn adıyla Yanovka’da küçük toprak sahibi bir Yahudi ailesinin çocuğu olarak doğdu. Troçki adını 1902 yılından itibaren kullanmaya başlamıştır.

1917 Rus devrimi'nin önde gelen isimlerindendir. Sovyetler Birliği'nin kurulmasında, ihtilâl sonrası iç isyanların ve ayaklanmaların bastırılmasında birinci derecede rol oynadı. Kızılordu`nun kurucusu olarak kabul edilir. Lenin'in ardından Sovyetlerin ikinci adamı oldu. Lenin'in ölümünden sonra Stalin ile giriştiği iktidar mücadelesini kaybetti ve ülkeyi terk etmek zorunda kaldı.

Hayatı

Lev Troçki'nin Büyükada'da 1929 ile 1933 yılları arasında yaşadığı evi
Lev Troçki'nin Büyükada'da 1929 ile 1933 yılları arasında yaşadığı evi

Troçki, 1879 yılında Güney Ukrayna'da bulunan Kerson'da doğdu. Ailesi Yahudi olmasına rağmen evde konuşulan dil Rusça ve Ukrayna dili idi. Troçki'nin kız kardeşi Olga Bolşevik Parti'nin ileri gelenlerinden Lev Kamenev ile evlenmiştir. Dokuz yaşlarında iken Odessa'da bulunan teyzesinin yanına giderek burada eğitim gördü. Daha sonra eğitimine devam etmek gayesiyle Nikolayev'e gitti. Matematik ve hukuk alanında yüksek öğrenim yaptı. Troçki, Rusça, Ukraynaca, İbranice, Almanca, İngilizce, Fransızca ve İspanyolca dillerini konuşabiliyordu. Öğrenciliği sırasında sosyal demokrat çevrelerle temasa geçti ve devrimci gruplara dahil oldu. Marksizm görüşünü benimsedi. 1897 yılında Nikolayev şehrine taşındı. Burada Güney Rusya İşçi Birliği adlı gizli bir örgütün kurucuları arasında yer aldı. Sosyalist fikirleri halk arasında yaymak için çeşitli broşür ve bildiriler yazdı.1898 yılında bu gizli örgüte mensubiyetinden dolayı Çarlık polisi tarafından yakalanarak hapse konuldu. İki yıl tutuklu kaldı.

Hapis hayatından sonra Sibirya'ya sürgüne yollandı. Sürgünde iken marksist bir felsefe öğrencisi olan Aleksandra Sokolovskaya ile evlendi. İkilinin Nina Nevelson ve Zinaida Volkova adlarındaki iki kızı bu dönemde dünyaya geldi. "Troçki" takma ismini bu süreçte kullanmaya başladı. Bu ismi Odessa cezaevindeki bir gardiyandan almıştı. Yaklaşık iki yıl sürgün kaldıktan sonra 1902 yılında Sibirya'dan firar ederek önce Viyana'ya, akabinde Londra'ya gitti. Burada Georgy Plekhanov, Vladimir Lenin, Julius Martov gibi devrimcilerin yer aldığı Iskra dergisinin editör grubuna katıldı ve "Pero" takma adıyla yazılar yazdı. Bir yıl sonra Londra'da toplanan Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisinin kongresine katıldı. Bu kongrede parti içinde Bolşevikler ve Menşevikler olmak üzere iki hizip oluştu. Bolşevik Lenin'e karşı Troçki Menşevik kanatta yer aldı. Ancak, bir yıl sonra Menşeviklerin görüşlerine katılmadığını belirterek Menşeviklerden ayrıldı. 1905 devriminin yenilgisinden sonra Sibirya'ya sürüldü ama firar etti. Firarın öyküsünü 1905 adlı kitabına yaptığı ek bir bölümde anlatmaktadır. 1917 yılında devrim öncesinde Lenin'in davetiyle Bolşeviklere katıldı. Lenin'in Nisan Tezleri'ni kaleme almasından sonra aralarında teorik bir fark da kalmadığından 1917'de Bolşeviklere katılmıştır.

1897'de mücadeleye Narodnik (halkçılık hareketi) düşünceleri savunarak atıldı. Sürgün şartlarında okuduğu Marksist klasiklerin etkisiyle bir süre sonra kendisini dönemin devrimci akımı olan 'Sosyal Demokrat' ilan etti. 4 Mayıs 1917'de ülkeye döndüğünde geçici hükümete karşı Bolşevik Parti'ye yakın bir tutum aldı ve onunla birlikte hereket etti. Lenin "son yazıları" dahil olmak üzere iki metninde Troçki için "aramızdaki son bolşevik olmasına karşın, kabul etmeliyiz ki en yetenekli bolşevik odur" demiştir.

Rus Devrimi (1917)

Troçki, Rusya'ya döndükten sonra Petrograd Sovyeti Başkanlığına seçildi. Bu sıfatıyla Rus ihtilalinin alt yapısının hazırlanmasında, ayaklanmaların örgütlenmesinde ve yönetiminde aktif ve önemli bir rol üstlendi. İhtilalin gerçekleşmesinde ve Rus Çarlığının yıkılmasında büyük pay sahibi oldu. Devrim sonrasında Sovyetler Birliği'nin önemli adamlarından birisi haline geldi. Önce Dışişleri, daha sonra Savaş Bakanlığına getirildi. En önemli faaliyeti ise Kızılordu ile ilgili olanıdır. Başkumandan sıfatıyla Kızılordunun kurulması görevi kendisine verildikten sonra bunu gerçekleştirdi. İhtilal sonrası meydana gelen karışıklıklar ve iç ayaklanmalar boyunca bu orduyu idare etti. Troçki, Komünist Enternasyonal`in kurulmasında da önemli rol oynadı. İlk dört kongrenin programları ve bildirileri kendisi tarafından hazırlandı. Meydana gelen sorunların çözümünde sergilediği farklı tutum ve fikirler sebebiyle, parti çoğunluğuyla ters düştü.

1918

I. Dünya Savaşı'nda Rusya’nın yenilgisini onaylayan Brest-Litovsk Antlaşmasını imzalamak için görevlendirilmişse de,Troçki, Sovyetler Birliği'nin yer altı ve yer üstü kaynaklarını başka devletlere bırakmasını öngördüğü gerekçesiyle bu anlaşmayı imzalamadan geri döndü. İnşa aşamasında olan Sovyetler Birliği'nin iç sorunlarıyla uğraşırken, dışa karşı bu tavizin verilebileceği düşüncesiyle Brest Litovsk Antlaşması Troçkî'nin yerine görevlendirilen Kamenev tarafından imzalandı. Bu antlaşma ile Rusya 1878 yılında ele geçirdiği Kars, Ardahan ve IğdırOsmanlı İmparatorluğu’na geri veriyordu.

Stalin`le mücadelesi ve sürgün

Lenin'in 1924 yılındaki ölümünden sonra partinin elinde tüm yetkileri toplamaya başlamış olan Stalin ile iktidar mücadelesine girişti. Bu mücadelede giderek güç kaybetti ve teker teker elinde bulunan yetkileri kaybetti. Önce Savaş Komiserliği görevinden alındı. Daha sonra Siyasi Büro ve akabinde Komünist Enternasyonal yürütme kurulu merkez komitesinden alındı. Taraftarlarının St. Petersburg'da sokak gösterilerine kalkışmalarından sonra parti üyeliğinden de atıldı. Böylece iki yıl zarfında tüm yetkileri elinden alındı.

1927‘de yapılan XV. Komünist Kongre’de parti üyeliğinden atıldı ve sürgün hayatı Kazakistan'da Almatı yakınlarındaki Semyonov-Tiyanşansky bölgesinde başladı. Bu sürgün sırasında 9 Haziran 1928’te, 26 yaşındaki Nina adındaki kızını Moskova’da kaybetti. Nina’nın kocası da Troçki’nin sürgününden önce tutuklanmıştı. 18 Ocak 1929 tarihinde Sovyet Ceza Kanunu’nun 58/10 maddesine göre karşı devrimcilik ve yasa dışı Sovyet partisi kurmak suçlamasıyla Sovyetlerden kovuldu. 1929-33 yılları arasında İstanbul Büyükada'da sürgün hayatı yaşadı.¹ Kaldığı yer çok sıkı güvenlik önlemleriyle korundu. Düzenli olarak balığa çıkardı, yemek seçmez, sigara içmez yanında da içilmesine izin vermezdi. Sakin bir hayat sürdü, bu sırada bazı hatıra ve düşüncelerini kaleme aldı ve yayınladı. Bu anlamda İstanbul yılları onun için verimli geçtiği gibi olaylı da oldu. 20 Şubat 1932’de Stalin tarafından Sovyet vatandaşlığından atıldığında İstanbul'daydı. İstanbul'da yazdığı kitapları; Sürekli Devrim, Stalin Grubunun Hatası, Rus Devrimi Tarihi, Çin Devriminin Sorunları, Hayatım ve diğer bazı eserlerdir. 1933 Ocak ayında diğer kızı Zina, Hitler rejiminin altında Berlin’de intihar etmeye zorlandı. Bu olay onun ruh dünyasını sarsmış olmasına karşın, mücadele disiplininden hiç kopmadı. (Daha sonra oğlu Lev Sedov da öldürülecektir.) 17 Temmuz 1933’te aldığı vizeyle İstanbul'dan ayrılarak Fransa'ya giden Troçki burada 2 yıl kaldı ve sınırdışı edildi. Akabinde Norveç'e gittiyse de burada da 2 yıl kaldıktan sonra terk etmek zorunda kaldı. 9 Ocak 1937'de Meksika'ya sığındı ve Mexico'ya yerleşti. Dördüncü Enternasyonal'in inşasına başladı. Uluslararası Sosyalist Devrim İçin Mücadelesini bu merkezden ölene kadar sürdürdü.

1940 yılında GPU ajanı olan Ramón Mercader adlı Stalinist bir İspanyalı, gazeteci kılığında, röportaj yapmak bahanesiyle kaldığı evine gitti. Fırsat bulunca başına kazmayla vurmak suretiyle ağır şekilde yaraladı. Troçki saldırganla boğuştuğu sırada odaya giren Troçki'nin korumaları Mercader'e saldırdı. Troçki korumalarına "Onu öldürmeyin, bu adamın anlatacak bir hikayesi var." diye seslendi. Aldığı yaranın etkisiyle Troçki ertesi gün öldü. Ölümünden önce iki kez bilinci yerine geldi, ilkinde eşine "Burjuva basına iyi malzeme olduk" diyerek ölümle yüz yüze geldiği bir anda cesaretini yitirmediğini gösterdi. Bir sonraki bilincin geri gelişi ise son sözlerini sarf etmesini sağladı. Bu sözler: "Dördüncü Enternasyonal'in zaferinden eminim, ileri!" olmuştur. [kaynak belirtilmeli] Pek çok kesim tarafından cinayetin Stalin tarafından işletildiği düşüncesi savunulur. Stalinistler ise bunun asılsız bir iddia olduğu görüşündeler.

Popüler kültürde Troçki

George Orwell, ünlü romanı "Hayvanlar Çiftliği"nde, SSCB'deki Bolşevik Devrimi'ni ve Troçkistlerin yönetimden tasfiyesini mecazi bir dille anlatır. Romanda domuz "Kartopu" Troçki'yi, "Napolyon" ise Stalin'i temsil eder.

Ayrıca Orwell'in 1984 adlı kitabının konusu da bu konuda dikkat çekicidir. Dünya üç kampa bölünmüştür. Konunun geçtiği ülke ise bir nevi Sovyetler Birliği'nin iç yüzünü anlatır. Yine aynı kitapta adı geçen Emmanuel Goldstein karakterin de Troçki olduğu söylenmektedir. Emmanuel Goldstein partinin önderlerinden biriyken partiden atılır ve bir şeytan olarak damgalanır. Ingsoc'a karşı yürütülen direnişin başı olarak görülür. Taraftarları uzun işkencelerden sonra Goldstein'in kurbanı olduklarını söylemek zorunda bırakılırlar. Hatta dev ekranların karşısına Goldsteinn'e küfür etmesi için insanların gözünde sık sık keçiye dönüşür.(Her iki eserde de yapılan keçi benzetmesi Troçki'nin keçi sakallı olmsaıyla ilgilidir) Kısacası hikayesi Troçki'nin hikayesiyle büyük benzerlikler gösterilir.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Vladimir İlyiç Lenin
Владимир Ильич Ленин
Vladimir İlyiç Lenin
Sovyetler Birliği Başkanı
Görevde kalış süresi
8 Kasım, 1917 – 21 Ocak, 1924
Önce gelen Aleksandr Kerenski
Sonra gelen Aleksey Rikov

Doğum

22 Nisan 1870
Simbirsk Rusya İmparatorluğu
Ölüm 21 Ocak 1924
Moskova, Sovyetler Birliği
Siyasi parti Sovyetler Birliği Komünist Partisi
Eşi Nadejda Krupskaya
Mesleği Politikacı

Vladimir İlyiç Ulyanov, bilinen adıyla Lenin (Rusça: Владимир Ильич Ульянов "Ленин"), (d. 22 Nisan 1870, Simbirsk - ö. 21 Ocak 1924, Moskova), Rus sosyalist politikacı, Ekim Devrimi'nin lideri ve Sovyetler Birliği Komünist Partisinin ilk başkanıdır.[1]

Lenin aynı zamanda Marksist teorik ve felsefi yazıların yazarı olarak bilimsel sosyalizminde kurucularındandır. Lenin'in en büyük amacı proleter bir Dünya devrimi oluşturup sınıf ayrımlarının olmadığı bir topluluk yaratmaktı (Komünizm).[2]

Kendisi, Marksizm üzerine kurulmuş politik ve ekonomik bir teori olan Leninizm'inde kurucusudur. Leninizm , Marksizmin çağın gereklerine göre hem kuramsal hem politik hem de ekonomik alanda, temel ilkelere bağlı kalarak yeniden uyarlanması olarak anlaşılır. Leninizm kavramı, yeni olgular ve yeni bilimsel gelişmeler doğrultusunda Marksizmin yeniden üretilmesi gereği üzerinden değerlendirilir ve Marksizmin devrimci ve bilimsel özüne uygun olarak geliştirilmesi olarak anlaşılır.[3]

Çocukluğu ve gençliği

Vladimir Ulyanov4 yaşında
Vladimir Ulyanov
4 yaşında
Vladimir Ulyanov1887 civarı
Vladimir Ulyanov
1887 civarı

Rusya İmparatorluğu zamanında adı Simbirsk olan Ulyanovsk'ta doğan Lenin demokrasi ve özgür eğitim için mücadele veren devlet memuru İlya Nikolayeviç Ulyanov (1831-1886) ile liberal görüşlere sahip Maria Aleksandrovna Ulyanov'un (1835-1916) oğludur.[4] Ailenin etnik yapısı çeşitlilik gösterir. "Lenin'in ataları Rus, Kalmuk (Oyrat), Tatar, Yahudi, Alman, İsveçli ve muhtemelen diğer birkaç halka daha mensuptur." [5] Lenin Rus Ortodoks Kilisesi'nde vaftiz edilmiştir.

Yaşamının ilk yıllarında iki trajedi ile karşı karşıya kalmıştır. Bunlardan birincisi 1886 yılında babasının beyin kanamasından ölümü, ikincisi de Mayıs 1887'de ağabeyi Aleksandr İlyiç Ulyanov'un Rus çarı III. Aleksandr'ın hayatına kasteden bir bombalama eylemine katılması nedeniyle asılmasıdır. Aleksandr tutuklandığı sırada yanında bulunan kızkardeşi Anna, Karzan yakınlarındaki küçük Kokuchkino kasabasına sürülmüştür.

Resmî Sovyet biyografilerinde, devrimci eylemlerinin temelinin bu olaylarda yattığı söylenir. Sovyet ders kitabında basılan Beluzov'un ünlü resmi[6]genç Lenin'i ve annesini Aleksandr'ın kaybı için yas tutarken gösterir. "Farklı bir yol izleyeceğiz" cümlesi Lenin'in halk devrimi için anarşist ve bireysel yöntemler yerine Marksist bir yaklaşım seçtiği anlamına gelmektedir. Lenin Marksizm ile ilgilenmeye başladıktan sonra öğrenci gösterilerine katıldı ve sonunda tutuklandı. Kazan Üniversitesi'nden atıldıktan sonra bağımsız olarak çalışmalarına devam etti ve 1891 yılında avukatlık yapmak için lisans aldı.[7]

Latince ve Yunanca konusunda kendini gösteren Lenin aynı zamanda Almanca, Fransızca ve İngilizce de öğrendi. Ancak Fransızca ve Almanca bilgileri yetersizdi. 1917'de Inessa Armand'ın yardımıyla Fransızca ve İngilizce ile yazılan makaleleri çevirmiş ve aynı yıl Cenevre'de S.N. Raviç'e Benim Fransızca ile ders verme kabiliyetim yok. demiştir.[8]

Devrimcilik dönemi

Lenin'in sabıka kaydındaki fotoğrafı (Aralık 1895)
Lenin'in sabıka kaydındaki fotoğrafı (Aralık 1895)
Zürih'te Lenin'in kiraladığı daire
Zürih'te Lenin'in kiraladığı daire

Lenin Samara’da birkaç yıl çalıştıktan sonra 1893 yılında St. Petersburg’a yerleşti. Kariyer yapmak yerine devrimci propaganda ile uğraşmayı tercih etti ve Marksizm üzerine çalıştı. 7 Aralık 1895'te tutuklandı. 14 ay tutulduktan sonra Sibirya’daki Shushenskoye köyüne sürgüne gönderildi.

Temmuz 1898’de bir sosyalist eylemci olan Nadejda Krupskaya ile evlendi. Nisan 1899'da Razvitiye kapitalizma v Rossi (Rusya’da Kapitalizmin Gelişmesi - Geniş-Çaplı Sanayi İçin Bir İçpazarın Oluşma Süreci)[9] yayımlandı.

1900 yılında cezasının sona ermesinin ardından Rusya’da ve Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde çalıştı. Zürih, Cenevre, Münih, Prag, Viyana, Manchester ve Londra’da bulundu. Sürgünde iken, sonraları önde gelen rakiplerinden olacak olan Julius Martov ile Iskra gazetesini kurdu. Devrimci hareket üzerine çeşitli makaleler ve kitaplar yazdı. Bu dönemde çeşitli mahlaslar kullandıktan sonra sonunda Lenin mahlasını kullanmaya karar verdi.

Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nde (RSDİP; Rusça: РСДРП ) etkin görev aldı. 1903 yılında yazdığı Çto delat?[10][11] kitapçığının kısmen etkilemesiyle ortaya çıkan parti içi bölünmede Menşeviklere karşı Bolşeviklere önderlik etti. Bu kitapçığın devrim öncesi Rusya’sında en etkili kitapçıklardan biri olduğu söylenir. 1906 yılında RSDİP’nin başkanlığına seçildi ve güvenlik nedeniyle 1907 yılında Finlandiya’ya geçti.

Avrupa'daki seyahatlerine devam ederek 1912’de Prag Parti Konferansı ve 1915’de Zimmerwald Konferansı gibi birçok sosyalist toplantıya ve etkinliğe katıldı. Lenin Zimmerwald Solu'nun en önemli lideriydi. Inessa Armand Rusya’yı terkedip Paris'e yerleştikten sonra sürgünde yaşayan Lenin ve diğer Bolşevikler'le karşılaştı. Armand'ın bu dönemde Lenin'in sevgilisi olduğuna inanılır.[12][13] Lenin daha sonra İsviçre’ye geçti.

1914 yılında I. Dünya Savaşı başladığında, o zamanlar kendilerini Marksist diye tanımlayan Avrupa'nın Sosyal Demokrat partileri kendi ülkelerinin savaş için harcadığı çabayı destekledi. Lenin, Alman Sosyal Demokratları'nın savaşı desteklediğine ilk başlarda inanmamıştı, bu olaylar neticesinde savaşı destekleyen partilerden oluşan İkinci Enternasyonal’den ayrıldı. Lenin “emperyalist savaş” olarak nitelediği bu durumun sınıflar arası savaşa dönmesi gerektiğini savunuyordu.

Şubat Devrimi

Nisan 1917'de Lenin'iPetrograd'ın Finland İstasyonuna getiren lokomotiv
Nisan 1917'de Lenin'iPetrograd'ın Finland İstasyonuna getiren lokomotiv
Ana madde: Şubat Devrimi

Rusya'daki 1917 Şubat Devrimi’nden ve Rus çarı II. Nikolay'ın devrilmesinden sonra Lenin en kısa sürede Rusya’ya geri dönmek zorunda olduğunu biliyordu ancak tüm hızıyla süren I. Dünya Savaşı sırasında tarafsız İsviçre'de sıkışıp kalmıştı. İsviçreli komünist Fritz Platten, Lenin'in ve etrafındakilerin Almanya üzerinden trenle yolculuk edebilmesi için Alman hükümeti ile anlaşmaya varmıştı. Alman hükümeti Lenin'in Rusya'ya dönüşünün açabileceği siyasal karışıklığın Doğu Cephesinde savaşı bitirmeye yardımcı olacağını umuyordu.[14] Almanya'dan sonra feribotla İsveç'e geçen Lenin'in İskandinavya’daki yolculuğu İsveçli komünistler Otto Grimlund ve Ture Nerman tarafından ayarlanmıştı.

Nisan 1917'de Petrograd'a ulaşan Lenin, geçici hükümete karşı Nisan Tezleri'ni [15] yayımlayarak Bolşevik hareketinde liderlik konumuna geldi. Başlangıçta Lenin, partisini sol görüş olarak izole etmesine rağmen Bolşeviklerle anlaşmazlık sonucu parti, geçici hükümetten medet ummayanların toplanma yeri hâline geldi. Muhalefetteki Bolşevikler, sorumluluk almayarak hükümet uygulamalarına sahiplenmediler. [16]

Bu dönemde Aleksandr Kerensky ve Bolşeviklerin diğer rakipleri Lenin’i Almanlardan para alan bir ajan olarak suçladı. Bunun üzerine, önceleri Menşevik olan sonra Bolşeviklere daha yakın duran Leon Troçki 17 Temmuz’da Lenin'i savunan bir konuşma yaptı:[17]

Öyle dayanılmaz bir hava yaratıldı ki artık ne siz ne de biz nefes alamıyoruz. Lenin’e ve Zinoviev’e alçakça iftiralar atılmakta. Lenin devrim için otuz yıldır mücadele ediyor. Ben yirmi yıldır halkın ezilmesine karşı mücadele verdim. Bunun sonucunda Alman militarizmine karşı, nefretten başka bir duygu beslememiz söz konusu bile olamaz. (...) Alman militarizmine karşı mücadelem nedeniyle bir Alman mahkemesi tarafından sekiz ay hapis cezasına çarptırıldım. Bunu herkes bilir. Bu salonda bulunan kimse bizim Almanların paralı uşağı olduğumuzu söylemesin.
 

Temmuz ayında başarısız bir Bolşevik ayaklanmasından sonra Lenin güvenlik nedeniyle Finlandiya’ya gider. Ekim ayında geri dönerek geçici hükümete karşı "Sovyetler iktidara!" sloganıyla silahlı bir devrime önayak olur. Hükümet üzerine düşüncelerini "Devlet ve Devrim" [18] adlı denemesinde açıklamıştır. Bu denemede işçiler tarafından seçilen ve yine işçiler tarafından iptal edilebilen işçi konseylerinden ya da "Sovyetler'den" oluşan yeni bir hükümet tarzından söz etmiştir.

Ekim Devrimi

Lenin Kremlin’deki bürosunda, 1918
Lenin Kremlin’deki bürosunda, 1918
Lenin, Troçki ve Kamenev (Sverdlov meydanı, 5 Mayıs 1920) orijinal
Lenin, Troçki ve Kamenev (Sverdlov meydanı, 5 Mayıs 1920) orijinal
Lenin bir konuşması esnasında
Lenin bir konuşması esnasında
Lenin, .... (Sverdlov meydanı, 5 Mayıs 1920) sansürlü 1
Lenin, .... (Sverdlov meydanı, 5 Mayıs 1920) sansürlü 1
Troçki, Lenin ve Kamenev (İkinci Parti Kongresinde, 1919)
Troçki, Lenin ve Kamenev (İkinci Parti Kongresinde, 1919)
Lenin (Sverdlov meydanı, 5 Mayıs 1920) sansürlü 2
Lenin (Sverdlov meydanı, 5 Mayıs 1920) sansürlü 2
Josef Stalin, Vladimir Lenin ve Mikhail Kalinin, 1919
Josef Stalin, Vladimir Lenin ve Mikhail Kalinin, 1919

8 Kasım’da Lenin, Rus Sovyet Kongresi tarafından "Halk Komiserleri Konsey Başkanı" (hükümet başkanı) seçildi.

"Komünizm Sovyet iktidarı ile tüm ülkeye elektriğin ulaştırılmasıdır" [19] diyen Lenin, Rusya’nın her yerine elektrik götürülmesinin ve tarım ile sanayinin modernize edilmesinin önemini vurgulamıştır. "Sanayinin modern ve ileri teknoloji üzerinde örgütlenmesinin ve kent ile kırsal arasında bağlantı sağlayacak olan elektriğin yaygınlaştırılmasının kent ile kırsal arasındaki ayrımı ortadan kaldıracağını, kırsaldaki kültür düzeyini yükseltmeye olanak sağlayacağını ve ülkenin en ücra köşelerinde bile geri kalmışlığı, cehaleti, yoksulluğu, hastalığı ve barbarlığı yok edeceğini köylülere göstermeliyiz." [20] Herkes için ücretsiz evrensel bir sağlık sistemi kurmak, kadınlara haklarını iade etmek ve okur yazar olmayan Rus halkına okuma yazma öğretmek konularında çok hevesliydi. [21] Ama Bolşevik hükümetinin öncelikli eylemi Rusya’yı I. Dünya Savaşı’ndan çekip kurtarmaktı.

Brest Litovsk Antlaşması

Almanların doğuya doğru sürekli ilerlemeleri tehdidiyle karşı karşıya kalan Lenin, Rusya’nın acilen bir barış antlaşması imzalaması gerekliliğini tartışmaya açtı. Buharin gibi diğer Bolşevik liderleri, savaşa devam etmenin Almanya’da devrim çıkartmanın bir yolu olduğunu savunuyorlardı. Uzlaşmaları yöneten Troçki her iki tarafın da toprak kazançlarını iade etmesi şartıyla bir barış antlaşması yapılmasını içeren orta yolu savunuyordu. Barış görüşmeleri başarısız olunca Almanlar ilerlemeye devam etti ve Rusya’nın batı topraklarının büyük bölümü işgal edildi. Bu durum karşısında Lenin’in savunduğu tez, Bolşevik liderlerinin çoğunluğunun desteğini kazandı. 3 Mart 1918'de Brest-Litovsk Antlaşması’nı imzalayan Lenin, Rusya’yı I. Dünya Savaşı’ndan çıkardı. Bu antlaşma sonucunda Rusya, Almanya'ya ve Osmanlı İmparatorluğu'na önemli toprakları geri vermek zorunda kaldı.

Bolşevikler Meclis seçimlerini kaybettikten sonra 19 Ocak’ta yapılan ilk oturumu Kızıl Muhafızları kullanarak kapattılar ve Sovyetlerin desteğinden dayanak aldılar. Bu tarihten itibaren, görüşleri Lenin'e ve Bolşeviklere uymayan parti ve gruplar düzenli olarak siyasal hayattan çıkarıldı ve süreklilik arzeden iç savaşlar bahane edilerek Sovyet Kongreleri tekrar tekrar dağıtıldı.

Bolşevikler, Sosyalist Devrimci Parti'nin sol kanadıyla birlikte bir koalisyon hükümeti kurdu. Ancak sosyalist devrimcilerin Brest-Litovsk antlaşmasına karşı çıkıp muhalif partilerle birleşerek Bolşevik hükümetini devirmeye çalışmasıyla bu koalisyon bozuldu. Lenin bu çabalara karşı muhalif partilerin bazı üyelerinin hapsedilmesini de içeren toptan bir karşı çıkmayla cevap vermiştir.

1918’in başından itibaren Lenin, işçilerin kendi kendilerini yönetmeleri kavramına zıt ama uzmanlık ve verimlilik sağlayabilmek adına her kuruluşun başına tek bir kişinin geçmesi ve demokratik kurallara göre kuruluşu yönetmesi gerekliliği konusunda kampanya yaptı. S. A. Smith’in yazdığına göre: "İç savaşın sonuna doğru 1917’deki fabrika komitelerince tanıtılan sanayi idaresinin demokratik idare tarzından eser kalmamıştı, ancak hükümet bunun bir önemi olmadığını çünkü sanayinin artık işçi devletinin kontrolüne geçtiğini savunuyordu."

Gizli polisin kuruluşu

Feliks Edmundoviç Dzerzhinskiy (ÇK, GPU ve OGPU Başkanı: 1917-1926)
Feliks Edmundoviç Dzerzhinskiy (ÇK, GPU ve OGPU Başkanı: 1917-1926)
Ana madde: ÇK

Yeni kurulan Bolşevik hükümetini karşıdevrimcilerden ve diğer siyasi muhaliflerden korumak adına Bolşevikler Çeka (Rusça: ЧК ) adını verdikleri bir gizli polis teşkilatı kurdu.[22]

Bolşevikler Ekim Eevriminin ertesinde yaymaya başlayan genel grevin gelişmesini durdurmak zorunda kalmıştır. Fransız Devrimindeki devrim mahkemesi savcılarından Antoine Quentin Fouquier de Tinville gibi adamına ihtiyacı duyan Lenin, 2 Aralık'ta yeni bir özel komiteyi kurdurmak için Askerî Devrimci Komitesi eski başkanı Feliks Edmundovich Dzerzhinskiy'yi atamıştır. Lenin sabotaj faaliyetleri ve karşı devrimiyle mücadele etmek için istisnaî yöntemlerin kullanılmasını emretmiştir. Dzerzhinskiy 20 Aralık'ta özel komitenin kuruluş taslağını önermiş ve kabul edilmiş ve basın yayın ve sabotaj faaliyetleri, Sağ SR, grevlere katılanların özel komite tarafından kontrol edilmesi kararlaştırışmıştır. ÇK'ya çok sayıda eski Rusya İmparatorluğunun İçişleri Bakanlığı gizli polis teşkilatı olan "Ohrana (Oхрана)"nın mensupları alınmıştır. Lenin her zaman ÇK’nın koruyucusu ve savuncusuydu.[23]

Çar ailesi

Bolşevikler devrik Çar II. Nikolay için bir mahkeme kurmayı planlamıştı, ancak 1918 Ağustos’unda Beyaz Ordu’nun kraliyet ailesinin tutulduğu Yekaterinburg'a ilerlemesi üzerine Sverdlov yerel Sovyet’ten, Beyazlar tarafından ele geçirilmesindense devrik çarın infaz edilmesi için istekte bulundu. Çarın ve ailesinin öldürüldüğü olaya merkezî hükümetin mi, yoksa yerel Sovyet’in mi karar verdiği, tarihçiler arasında hâlâ bir tartışma konusudur.

Suikast girişimleri

Lenin, Troçki ve askerlerle Kronstadt’da, 1921
Lenin, Troçki ve askerlerle Kronstadt’da, 1921

14 Ocak 1918 günü Lenin’in aracına Petrograd’da, Mark Allien tarafından silahlı saldırıda bulunuldu. Bir konuşmadan dönen Lenin ve Fritz Platten aracın arkasında oturuyordu. Ateş edilmeye başlandığında "Platten, Lenin’i başından tutarak yatırdı… Platten’in eli, Lenin’i korumaya çalışırken sıyırıp geçen bir kurşun yarasıyla kan içinde kalmıştı." [24]

30 Ağustos 1918 günü, Sosyalist Devrimci Parti üyesi Fanya Kaplan, bir miting sonrası aracına giden Lenin’e yaklaştı ve adını haykırdı. Cevap vermek için dönen Lenin, suikastçının üç el ateşiyle yaralandı. Kurşunların ikisi omzuna, biri akciğerine isabet etti. Diğer suikastçıların hastanede beklediğine inanan Lenin, hastaneye gitmeyi reddettiği için Kremlin’deki odasına götürüldü. Doktorlar kurşunları çıkarmanın çok tehlikeli olduğuna karar verdiler. Daha sonra iyileşmesine rağmen Lenin'in sağlığı bu olaydan sonra giderek kötüleşti. Daha sonra geçirdiği inmelere bu vurulmanın sebep olduğuna inanılır.

Suikast girişimine ve parçası olduğu giderek artan komünist karşıtı cepheye komünist hükümetin cevabı "Kızıl Terör" oldu. Onbinlerce kişi, Devrim’in düşmanı olarak Bolşevik hükümetine karşı etkin olarak eylemde bulundukları iddiasıyla ya öldürüldü ya da çalışma kamplarına gönderildi. Kızıl Dehşet, iç savaşın kızışması ve Savaş Komünizmi denilen politikanın uygulanmaya başlandığı döneme rastlar. Bu politikanın içine köylünün elindeki tahılın zoralımı da dahildi ve bu durum sonucunda geniş çaplı bir kıtlık oluşmuştur.[25]

Orlando Figes’e göre Lenin her zaman "devrim düşmanlarına karşı kitle terörünün" destekçisiydi ve proleter devletin kapitalist kuruma karşı organize bir şiddet sistemi olduğu görüşüne sahipti. Figes aynı zamanda şiddet Bolşevikler tarafından cesaretlendiriliyor olsa da kökünün, ayrıcalık sahiplerine karşı halkın beslediği nefrette yattığını iddia eder. [26] 1918 sonlarında Kamenev ve Buharin Çeka’nın keskin köşelerini yuvarlamaya çalıştığında, teşkilatı Lenin savunmuştur.[27] Lenin kitle terörünün ateşli bir savunucusu olarak kaldı. 1922 yılında Lenin'in teşviğiyle yaklaşık 8.000 kadar din adamı, Shuia kentinde çıkan dinî ayaklanma sonucunda infaz edildi.

Rusya İç Savaşı dönemi

"Yoldaş Lenin dünyayı pislikten temizliyor", 1920 Komünist afişi
"Yoldaş Lenin dünyayı pislikten temizliyor", 1920 Komünist afişi
Lenin'in portresi (1920 civarı)
Lenin'in portresi (1920 civarı)

1919 Mart ayında Lenin ve diğer Bolşevik liderler tüm dünyadan gelen devrimci sosyalistlerle buluşarak Komünist Enternasyonal’i kurdu. Bu şekilde, daha geniş olan sosyalist hareketten ayrılındı, artık komünist olarak nitelendirileceklerdi. Rusya’da Bolşevik Partinin adı önce "Rusya Komünist Partisi" daha sonra da "Sovyetler Birliği Komünist Partisi" (Rusça: КПСС ) olarak değiştirildi.

Bu arada, Rusya’da iç savaş sürmekteydi. Çok geniş bir yelpaze içinde farklı görüşlere sahip siyasi hareketler ve destekçileri Sovyet hükümetini devirmek için silaha sarılmıştı. Bir çok taraf iç savaşa karışmış olsa da çarpışan iki önemli taraf komünistlerin Kızıl Ordusu ile gelenekçilerin Beyaz Ordusuydu. Fransa, Büyük Britanya, ABD ve Japonya gibi yabancı güçler Beyaz Ordu yararına işe karışmış olsa da etkileri çok olmamıştır. Sonunda Leon Troçki tarafından komuta edilen ve örgütsel açıdan daha becerikli olan Kızıl Ordu 1920 yılında Beyaz Ordu’yu ve müttefiklerini yenerek iç savaşı kazandı. Daha küçük çaplı çarpışmalar ise birkaç yıl daha devam etti.

Hem Beyaz Ordu hem de Kızıl Ordu kuvvetleri, savaşın ve devrimin yol açtığı karışık dönemde "kontrol altında tuttukları bölgelerde büyük zalimlik gösterdiler. Kasabalar yakıldı, mal mülk yıkıldı ya da çalındı, köylülerin mahsulü ve hayvanları zorla alındı, karşı koyanlar işkence gördü ve öldürüldü." [28] Brovkin, askerî gerekliliğin ötesine geçen bu tarz terörün sonuçlarının oldukça yıkıcı olduğunu savunmuştur. Ona göre cephe gerisindeki halkın yabancılaştırılması hem kızıl hem de beyaz güçlerin yenilgisini açıklayabiliyordu.[29]

1919’un sonlarına doğru Beyaz Ordu'ya karşı kazanılan başarılar Lenin’i, devrimi artık Batı’ya yaymak gerektiğine ve gerekirse güç kullanılmasına ikna etti. Bağımsızlığını yeni kazanmış olan İkinci Polonya Cumhuriyeti 18. yüzyılın sonlarına doğru Rusya tarafından ilhak edilen doğu topraklarını kontrol altına almaya başlayınca, bu bölgelerin kontrolü konusunda Bolşevik kuvvetleriyle karşı karşıya geldi ve çatışmalar 1919 yılında Polonya-Sovyet Savaşı’na yol açtı. Almanya’da devrimin sürmesi ve Spartaküs Birliği’nin yükselişe geçmesini Lenin, “Avrupa’yı Kızıl Ordu’nun süngüsüyle yoklamak” için en uygun zaman olarak gördü. Lenin, Rus Devrimi ile Alman Devrimi’nin komünist destekçilerini birbirine bağlamak için Kızıl Ordu’nun, arada kalan Polonya’yı sıçrama tahtası olarak kullanıp hem Almanya’ya hem de Batı Avrupa’daki diğer komünist hareketlere yardıma gitmesi gerektiğini düşünüyordu. Ancak Sovyet Rusya’nın Polonya-Sovyet Savaşı’nda yenilmesi üzerine bu planlar suya düştü.

Komünizm ve Milliyetçilik

Lenin, emperyalizmi çok sert eleştiriyordu ve 1917 yılında kapitalist emperyalist güçlerin kontrolü altındaki ulusların koşulsuz olarak kendi kaderini tayin hakkına sahip olduğunu deklare etmişti. Ancak bu ilkenin uygulanmasında ve istediği koşullarda bir birliğin yaratılmasında başarı sağlayamamıştır.

1920-1921 yıllarında, altı ulusal cumhuriyet Ukrayna, Beyaz Rusya, Gürcistan, Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya Fedarasyonu arasındaki ilişkiler açık biçimde tamamlanmış değildi. Lenin bu birliğin sosyalist, enternasyonalist ilkelere uygun şekilde gönüllülük yolu ile belirlenmesini istiyordu. Ancak Sovyetler Birliği’nin kurulması sırasında Komünist Parti saflarında yeşermeye başlayan Rus milliyetçiliği ile de mücadele etmek durumunda kalmıştır.

Gürcistan’ın birliğe katılım koşullarının müzakere edildiği dönemde politikaları yürüten, iç savaş sırasında da orada görev almış olan Stalin ve Ordzhonikidze ikilisinin bağımsızlık yanlısı Gürcülere uyguladığı baskıları geç de olsa farkederek engellemeye çalışmıştır. Lenin bu konudaki görüşünü “Ulusal sorunlar bastırılmamalı, çözülmeli.” şeklinde açıklamış ve Gürcistan meselesi ile ilgili Troçki’ye ve Stalin’in hazırladığı ve sadece Ermenistan ve Azerbaycan’ın kabul ettiği Özerkleştirme Tasarısı’nın düzeltilmesi için de Kamenev’e SSCB’nin Kuruluşuyla İlgili Tasarı” isimli mektubu yazmıştır.

Sovyet projesinin Rusya Fedarasyonu’na katılma biçiminde değil, eşit cumhuriyetlerin birleşmesi biçiminde olması gerektiğini vurgulamıştır. Bu şekilde bir birliğin amacının diğer ulusların kapitalist emperyalizmden korunmasına da hizmet edeceği öngörülmüştür.

Ancak Lenin hastalığı nedeni ile bu dönemde güçten düşmüş ve zamanla sağlığını tümden yitirmiştir. Daha önce yok etmeye söz verdiği ezen ulus şovenizmi sürece yeniden hâkim olmuş ve uluslar politikası, gönüllü olmayanların asimilasyonu politikası biçiminde işlemiştir.

NEP

Uzun yıllar süren savaş, Bolşeviklerin savaş ekonomi politikası, 1921 yılındaki kıtlık ve düşman hükümetlerin kuşatması sonucunda Rusya harap düşmüştü. En büyüğü Tambov isyanı olan birçok köylü ayaklanması oldu. 1921 Mart’ında Kronstadt’da denizcilerin isyanı üzerine Lenin, savaş komünizmi politikasını sanayii ve özellikle tarımı yeniden yapılandırmak için Yeni Ekonomi Politikası (Rusça: Новая экономическая политика (НЭП)) (NEP) ile değiştirdi. Bu yeni politika, politik ve ekonomik gerçekliklerin tanınması üzerine inşa edilmiş ve aslında sosyalist idealden taktiksel bir geridönüştü. Politikann tamamı sonradan Stalin tarafından tersine çevrilmiştir.

Yaşamının son yılları

Kamenev ve Lenin, Gorki Leninskiye’de (1922)
Kamenev ve Lenin, Gorki Leninskiye’de (1922)
Pravda okurken
Pravda okurken
Son fotoğrafı
Son fotoğrafı
Lenin'in ölümünü açıklayan resmî bildiri (21 Ocak 1924)
Lenin'in ölümünü açıklayan resmî bildiri (21 Ocak 1924)

Lenin'in sağlığı, devrim ve savaşın getirdiği gerginlik sonucu oldukça zarar görmüş, suikast girişiminde aldığı yaralar sağlık durumunu daha da kötüye götürmüştü. Kurşun hâlâ boynunda idi ve omuriliğe yakın durduğu için, o günün tıp tekniğiyle çıkarılması mümkün değildi. 1922 Mayıs’ında ilk defa felç geçirerek sağ tarafı kısmen felçli kalan Lenin’in hükümetteki rolü giderek azaldı. Aynı yılın Aralık ayında geçirdiği ikinci felçten sonra aktif politikadan çekildi. 1923 Mart’ında geçirdiği üçüncü felcin sonrasında konuşma yeteneğini de yitirerek ölene kadar yatağa bağımlı kaldı.

İlk kez felç geçirdikten sonra, hükümet ile ilgili bazı yazıları eşine dikte ettirdi. Bunların arasında en ünlüsü Lenin’in Vasiyeti ’dir. Bu vasiyette, başta Stalin olmak üzere önde gelen komünistleri eleştiriyordu. 1922 Nisan ayından itibaren Komünist Parti’nin genel sekreteri olan Stalin'in “eline sınırsız bir otoritenin geçtiğini” söylemiş ve “yoldaşların Stalin’i bu görevden uzaklaştırmak için bir yol aramalarıni” önermiştir. Lenin’in ölümünden sonra eşi, 1924 Mayıs’ındaki 13. Parti Kongresi’nde okunmak üzere Lenin’in Vasiyeti ’ni merkez komiteye göndermesine rağmen, vasiyette merkez komitenin önde gelen Zinoviev, Kamenev, Buharin ve Stalin gibi üyeleri eleştirildiği için merkez komite bu dokümanın geniş kitleye ulaşmasını istemedi. Merkez komite bu kararı haklı göstermek için, hayatının son yıllarında Lenin’in aklî dengesinin yerinde olmadığını, dolayısıyla da son söylediklerine güvenilemeyeceğini belirtti. Lenin'in Vasiyeti resmen ilk olarak 1926 yılında Max Eastman tarafından Amerika Birleşik Devletleri’nde yayımlandı.[30]

Lenin 21 Ocak 1924 günü, 53 yaşında öldü. Lenin’in ölüm sebebi için yapılan resmî açıklama serebral arteriyoskleroz ya da dördüncü bir inme idi. Ancak Lenin’i tedavi etmeye çalışan 27 doktorun yalnız sekizi otopsi raporunda bu sonuca vardığı için, ölümü ile ilgili başka teoriler de ortaya atıldı.[31]

Ölümünden hemen sonra, frengi olduğu dedikoduları yayıldı. Otopsiden sorumlu patolog Aleksey Abrikosov otopsi raporunda frengiden sözetmedi ancak bahsettiği kan damarlarındaki hasar, felç ve diğer yetersizlikler frenginin de belirtilerindendir.

Lenin frengi olmuşsa bile normal olarak hastalığın son aşamasında ortaya çıkan lezyonlar vücudunda görülmemiştir. Tarihçilerin büyük çoğunluğu ölüm sebebinin, suikast neticesi boynunda kalan kurşunun neden olduğu bir felç olduğu konusunda hemfikirdir.


Lenin’in ölümünden üç gün sonra Petrograd şehrinin adı Leningrad olarak değiştirildi. Sovyetler Birliği’nin 1991 yılında dağılmasına kadar şehrin adı Leningrad olarak kaldı ancak bu tarihten sonra eski adı olan St. Petersburg’a dönüldü.

1920’lerin başlarında çok popüler olan Rus evrencilik akımı sonucu Lenin’in cesedini dondurarak saklamak ve gelecekte canlandırmak yönünde bir niyet vardı. Gerekli ekipman ülke dışından satın alındı ancak birçok sebepten ötürü bu plan gerçekleştirilemedi. Bunun yerine cesedi mumyalandıktan sonra 27 Ocak 1924 tarihinde Moskova’da Lenin’in Mozolesi’nde daimî istirahatgâhına kondu.

Ölümünden sonra

Nikolay Buharin'in çizdiği Lenin (1927)
Nikolay Buharin'in çizdiği Lenin (1927)

Lenin'in korunan cesedi Moskova'da Kızıl Meydan'daki Lenin Mozolesi'nde sürekli olarak ziyarete açık tutulmaktadır.

Ölümünden hemen önce belirttiği, kendisi için anıt yapılmaması isteğine rağmen Lenin adı, ilk komünist devletin yaratılmasındaki eşsiz rolü nedeniyle zaman içinde dinsel tapınmaya yakın sayılacak mertebeye ulaşmıştır. 1980'lere gelindiğinde Sovyetler Birliği’nde her önemli şehrin merkezinde bir Lenin heykeli, merkeze yakın bir Lenin caddesi ya da Lenin meydanı, tüm şehre dağılmış yirmiye yakın irili ufaklı büst ve heykel bulunuyordu. Kolektif çiftliklere, nişanlara, buğday hibridlerine ve hatta bir asteroide Lenin’in adı verilmişti. Çocuklara anaokulu çağından itibaren "Lenin Dede" hakkında öyküler anlatılıyordu. 1930 yılında adına verilmeye başlanan Lenin Nişanı yaklaşık 460.000 kere verilmiştir.

Sovyetler Birliği’nin yıkılışından beri eski Sovyet cumhuriyetlerinde Lenin’e duyulan saygı oldukça azalmıştır, ancak Sovyet döneminde yetişmişlerin gözünde hâlâ önemli bir kişidir.[32] Doğu Avrupa’da bulunan heykellerin çoğu yıkılmış olsa da Rusya’da büyük bir kısmı hâlâ durmaktadır. Leningrad şehri orijinal adı olan Petrograd’a dönse de, çevresindeki Leningrad Oblast'ın adı değişmemiştir. Lenin’in doğum yeri olan Ulyanovsk’ta oturanlar şehrin adının yeniden Simbirsk olarak değişmesine karşı çıkarak şu ana kadar başarılı olmuşlardır. Lenin’in cesedinin toprağa verilmesi, son yıllarda Rusya’da sürekli gündemde bir konu hâline gelmiştir.

Lenin'in beyninin incelenmesi

Lenin'in beyni, vücudu mumyalanmadan önce çıkarılmıştı. Sovyet hükümeti, tanınmış Alman bilimadamı Oskar Vogt'u Lenin’in beynini incelemek ve "dehaya" yol açan beyin hücrelerinin yerini tespit etmekle görevlendirdi. İnceleme Vladimir Behterev'in Beyin Enstitüsü’nde yapıldı. Vogt 1929 yılında yayımladığı yazıda beynin renksiz olduğunu, küçüldüğünü, birçok bölgesinin yumuşadığını[33] ve serebral korteksin üçüncü katmanında bazı piramidal nöronlar bulunduğunu yazmıştır. Ancak bu bulgunun deha ile olan ilgisi tartışma konusudur. Vogt’un çalışması Sovyetler tarafından yetersiz kabul edildikten sonra bir Sovyet ekibi tarafından yeniden incelemeler başlatıldı ancak bu konuda daha fazla bilgi verilmedi. Günümüz anatomi uzmanları, morfolojinin beynin çalışmasını tek başına açıklayamayacağını düşünmektedir.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yevgeniy Alekseyeviç Preobrajenskiy,
 
(d. 1886 - ö. 1937) Eski Bolşevikler'den, iktisatçı, Merkezi Komite'nin Bolşevik kanadının ve ardında kurulan Sovyetler Birliği Komünist Partisi'nin üyesi. Nikolay Buharin ile birlikte Komünizmin ABC'si adlı paydaş kitabı yazdı. Sosyalizm'e geçiş sürecinde bir ekonominin dinamiğini anlatan Yeni Ekonomi adlı denemeyi yazdı.

Stalin'in Büyük Temizleme'sinde tutuklandı ve 1937 yılında mahkum olarak öldü.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
İvan Vasilyeviç Babuşkin

İvan Vasilyeviç Babuşkin 

(Rusça: Иван Васильевич Бабушкин) (takma adı: Nikolay Nikolaeviç) (d. 3 Ocak 1873, Vologda - 18 Ocak 1906, Mysovaya İstasyonu) Rus devrimci, Bolşevik hareketin kurucularından.

Vologda eyaletinin Totemski bölgesinin Ledenskoe köyünde doğan Babuşkin, St. Petersburg'lu bir işçiydi. 1894 sonbaharında St. Petersburg’daki ilk ajitasyon bildirisini hazırlamakta etkin görev aldı ve bildiriyi kendisi dağıttı. İşçi Sınıfının Kurtuluşu İçin Mücadele Birliği - St. Petersburg kurulduğunda hareketin etkin üyelerinden biri oldu ve tutuklanana kadar bu hareket içinde çalıştı. Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nin birleştirilmesi için yurtdışında bir gazete çıkartılmasını destekledi ve Iskra gazetesinde aktif olarak çalıştı. Daha sonra merkez bölgeden güneye geçti, Katerinoslov’da tutuklandı ve Aleksandrovsk’ta hapsedildi. Bu hapishaneden hücresinin pencere demirlerini keserek diğer bir yoldaşıyla birlikte kaçtı. Yabancı dil bilmemesine karşın Londra'ya giderek, Iskra'nın buradaki merkezinde çalışmaya başladı. Tekrar Rusya'ya döndüğünde tutuklandı ve Verhoyansk'a sürgüne gönderdi. 1905'te çıkan aftan sonra Rusya'ya doğru yola çıktı, ancak Sibirya'da siyasi hareketliliğin canlı olması nedeniyle İrkutsk kuruluna katıldı. Burada yoğun bir propaganda faaliyeti ve ayaklanma hazırlığı örgütledi. Beş yoldaşıyla birlikte bir demiryolu arabasında, Çita’dan aldıkları büyük bir silah yükünü götürürken çarın acımasızlığıyla tanınan sadık generallerinden Paul von Rennenkampf'a bağlı askerler tarafından yakalandı. 6 militan da yargılanmadan Mysovaya istasyonunda çarlık askerleri tarafından kurşuna dizildiler. Militanların hiç biri kendi kimlikleri hakkında bilgi vermediklerinden Babuşkin'in kurşuna dizilmiş olduğu ancak 1910'da açığa çıkartılabildi.

Site Sorumlusu
 
Mustafa ESGİN

Msn: esgin_mustafa@hotmail.com

Tel: 0534 895 25 92
Google Ara
 
Burcuna Bakmak İstermisin?
 
Hava Durmu - Saat
 
Son Dakika Haberler
 
 
Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!
ceza Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol